Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı Padişahlarının yedincisi, II. Murat’ın oğludur. II. Mehmet adıyla anılırsa da onu tarihe geçiren ünü, İstanbul’u almasıyla olmuştur. İstanbul’u fethettikten sonra Fatih adıyla anılmıştır.
Fatih’in ilk tahta geçişi 12 yaşında olmuştur. Bunu fırsat, bilen Macarlar, bir Haçlı ordusu toplayarak Osmanlılara saldırmaya kalkışınca Fatih babasına, “Eğer padişah biz isek, size emrediyoruz, gelip ordunuzun başına geçiniz; yok siz iseniz, devletinizi kendiniz savununuz!” demiştir. Bunun üzerine II. Murat tekrar tahta geçmek zorunda kalmış ve düşmanı yenmiştir.
1451 ‘de babasının ölümü üzerine yeniden tahta geçtiğinde ise İstanbul’u almayı hedeflemiştir. İki yıllık bir hazırlık devresinden sonra Osmanlı ordusu İstanbul’u kuşatmıştır. Verilen güçlü bir mücadele sonucunda yüzyıllardır Roma ve Bizanslılara başkentlik etmiş olan o güzel İstanbul, 29 Mayıs 1453’te artık Türklerin olmuştu.
İstanbul’un alınması dünya tarihinin en önemli olaylarından biridir. Bu olay Fatih Sultan Mehmet’i de asker ve siyaset adamı olarak dünyanın eri büyük insanları arasına katmıştır.
İstanbul’un alınması dünyanın gidişini değiştirmiş, gelecek zamanları etkilemiştir. Türkler bu olaydan sonra yüzyıllar boyu Doğu Avrupa’dan uzak tutulamamış, Karadeniz ve Ege Denizi Türklerin birer iç denizi olmuştur.
İstanbul’un alınması İslâm dünyasında büyük sevinçlere yol açmış, Kahire’de halifenin emriyle büyük şenlikler yapılmıştır.
Büyük coğrafî keşifler İstanbul’un alınmasından sonra başlamıştır. Fetihten sonra Avrupalılar, Türklerden barutu ve kullanımını öğrendiler. Araplardan pusulayı kaptılar. Böylece gemicilik gelişti, donanmalar güçlendi.
Avrupa’da Rönesans (yeniden doğuş) hareketin başlamasının nedeni de, İstanbul’un alınmasıdır. Anadolu’da gelişen çini ve kumaş sanayinin örneklerinin Avrupa’ya kadar uzanması, Avrupalıların gelişmesine katkıda bulundu. Fetihten sonra İstanbul’dan İtalya’ya göçen yüzlerce bilgin klâsik yapıtları da yanlarında götürmüşler ve İtalya’da yeniden doğuş hareketini başlatmışlardır.
Osmanlı İmparatorluğu, İstanbul’u aldıktan sonra bütün Avrupa devletleri için erişilmesi en büyük düş olan bir devlet durumuna gelmiştir. Bu ülke örgütlenmesi ve zenginIiği ile akıllara durgunluk verecek mükemmellikteydi. Avrupa devletlerinin yöneticileri o günden sonra Osmanlı padişahlarını örnek almışlar ve merkezî otoritelerini güçlendirmişlerdir.
İstanbul’un alınmasıyla birlikte Orta Çağ kapanmış, Yeni Çağ başlamıştır. Böylece tarihte bir Türk, çağ açıp çağ kapatan büyük komutan unvanını kazanmıştır